TEÇ-SEN "Ek Ödeme Esaslarını Yargıya Taşıdık!"

KONUSU  : Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları genel Müdürlüğü' nün 25.10.2011 tarih ve 72234 sayılı yazısı ile yürürlüğe konulan Milli Eğitim  Bakanlığı Personeline Yapılacak Ek ödemeye ilişkin usul ve esasların 3. Maddesinin ve bu usul ve esaslar ile tanzim edilen; usul ve esaslara  ekli I,II,III,IV.V ve VI sayılı ( Ek ödeme oranlarının belirlendiği)  cetvellerin   iptali ile HUKUKA AÇIKÇA AYKIRI OLAN ve uygulanması halinde TELAFİSİ GÜÇ VE İMKANSIZ ZARARLAR DOĞURACAK dava konusu düzenlemenin  YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASI  talebidir.  (DANIŞTAY 11 DAİRE 01/11/2011 TARİHLİ 212250 SAYILI GELEN EVRAK- "Davamız duruşmalı ve yürütmeyi durdurmalıdır. Duruşma tarihi ve gelişmeler kamuoyuyla paylaşılacaktır.")

Dava metni aşağıdadır:

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI  TALEPLİDİR

DURUŞMA TALEPLİDİR

DANIŞTAY (     ) DAİRESİ BAŞKANLIĞI' NA

YÜRÜTMENİN

DURDURULMASINI

VE İPTAL KARARI  

İSTEYEN

(DAVACI)     :  TÜM EĞİTİM ÇALIŞANLARI SENDİKASI

                                                                 (ÇANKAYA VD 8740174473)

VEKİLİ          : Av. Abdullah KÜLBAY

Strazburg Cad. No. 12/16 Sıhhiye ANKARA

KARŞI TARAF

(DAVALI)     : Milli Eğitim Bakanlığı

ADRESİ         :  Bakanlıklar ANKARA

İPTALİ İSTENEN HÜKÜM              : Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları genel Müdürlüğü' nün 25.10.2011 tarih ve 72234 sayılı yazısı ile yürürlüğe konulan Milli Eğitim  Bakanlığı Personeline Yapılacak Ek ödemeye ilişkin usul ve esasların 3. Maddesinin ve bu usul ve esaslar ile tanzim edilen, usul ve esaslara ekli I,II,III,IV.V ve VI sayılı ( Ek ödeme oranlarının belirlendiği)  cetveller  

YAYIM TARİHİ      : 26.10.2011

KONUSU      : Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları genel Müdürlüğü' nün 25.10.2011 tarih ve 72234 sayılı yazısı ile yürürlüğe konulan Milli Eğitim  Bakanlığı Personeline Yapılacak Ek ödemeye ilişkin usul ve e0asların 3. Maddesinin ve bu usul ve esaslar ile tanzim edilen; usul ve esaslara  ekli I,II,III,IV.V ve VI sayılı ( Ek ödeme oranlarının belirlendiği)  cetvellerin   iptali ile HUKUKA AÇIKÇA AYKIRI OLAN ve uygulanması halinde TELAFİSİ GÜÇ VE İMKANSIZ ZARARLAR DOĞURACAK dava konusu düzenlemenin  YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASI  talebidir. 

AÇIKLAMALAR

I-OLAY        

1-Davalı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, Milli Eğitim Bakanlığı Personeline yapılacak ek ödemeye ilişkin usul ve esaslar isimli belge hazırlanmış(Ek.1) ; yazıya ek olarak ödemeleri gösterir cetvellerde hazırlanmıştır. (Ek2) Ödeme oranlarının belirlendiği cetveller usul ve esasların 3. Maddesi ile düzenlenmiş ve Bakan onayına sunulmuştur. Bu nedenle 3. Maddenin iptali istenmiştir.

2-Belirtilen usul ve esaslar isimli yazı ile ekli cetveller Bakanlık onayına sunulmuş ve 25.10.2011 tarih ve 72234 sayılı Bakın onayı ile yürürlüğe girmiştir. (Ek.3)

Belirtilen düzenleme 25.08.2011 tarihli ve 652 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 42. Maddesine göre yapılmıştır.

3-Yapılan düzenleme ile özetle ;

Milli Eğitim Bakanlığı Personeline yapılacak ek ödemelerde yeni kriterler getirilmiştir. Yeni kriterlere göre ;                

a)Öncelikle kadrolara göre farklı ek ödeme oranları kabul edilmiştir. Yine aynı kadroda olsa bile memurun derecesine göre farklı ek ödeme oranları öngörülmüştür.

b)Yine Memurun görev yerine göre bir düzenleme yapılmıştır.              

-Milli Eğitim Bakanlığı Merkez teşkilatında görevli personele en yüksek ek ödeme yapılması (örnek olması açısından merkezde çalışan 1-2 dereceli memura %110)                

-Ankara, İstanbul ve İzmir ilinde görev yapanlara Merkez teşkilatından sonra en yüksek ek ödeme (örnek olması açısından merkezde çalışan 1-2 dereceli memura %110)   

-Büyükşehirlerde görev yapan 1-2 dereceli memurlara Ankara , İstanbul ve İzmir' de görev yapanlardan sonra en yüksek ek ödeme (örnek olması açısından merkezde çalışan 1-2 dereceli memura %100)

-Diğer illerde görev yapan memurlara ise en düşük ek ödeme (örnek olması açısından merkezde çalışan 1-2 dereceli memura % 90)

c-Halen mevcut olan ek ödemelerde genel idare hizmetleri sınıfında bulunan memur ve yardımcı hizmetliler aleyhine bulunan düzenleme yukarıda anlatıldığı gibi , kadrolar esas alınarak daha da açılmış, bu yetmezmiş gibi görev yapılan iller ve merkez taşra ayrımı yapılarak mevcut düzenlemedeki EŞİTSİZLİK ADETA KATMERLENMİŞTİR.

II-HUKUKA AYKIRILKLAR VE İPTAL SEBEPLERİ

1-- DAVALI İDARE YAPILAN DÜZENLEME KONUSUNDA YETKİLİ DEĞİLDİR.

657 sayılı yasanın 2. Maddesine göre, Bu Kanun, Devlet memurlarının hizmet şartlarını, niteliklerini, atanma ve yetiştirilmelerini, ilerleme ve yükselmelerini, ödev, hak, yükümlülük ve sorumluluklarını, aylıklarını ve ödeneklerini diğer özlük işlerini düzenler.Bu Kanunda öngörülen yönetmelikler Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulur. Denilmektedir. 652 sayılı kanun hükmünde kararnamede bu hükmü yürürlükten kaldıran bir hüküm bulunmadığına göre , bu düzenleme Bakanlar kurulu tarafından ve yönetmelikle yapılmalıdır.

657 sayılı yasanın 42,43,146 ve 157. Maddelerine göre de bu tür bir işlemi yapma yetkisi bakanlar kuruluna aittir. Her ne kadar düzenlemenin ismine yönetmelik denilmemiş ise de bu düzenlemenin bir yönetmelik olduğu açık olup, bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı Bu işlemi yapmakta yetkili değildir.

Düzenleme açık yetki kurallarını ihlal ettiği ve Anayasa garantisi altında olan sosyal hakları ilgilendirdiği için AĞIR YETKİ İHLALİ hükmündedir.

Başka bir ifade ile 652 sayılı KHK'de, 42'nci maddede sayılan personele verilecek ek ödeme konusunda kapsama dâhil personel arasında, Merkez teşkilatı,  Ankara-İstanbul-İzmir, büyükşehir belediyesi bulunan iller ve diğer illerde çalışanlar şeklinde bir ayrım yapılabileceğine sair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda davalı İdare personel arasında üçlü bir ayrım yapmak suretiyle 652 sayılı KHK ile kendisine verilmemiş bir yetkiyi kullanmış bulunmaktadır. Bu işlem açıkça yetki gaspıdır. 

652 sayılı kanun hükmünde kararnamede Milli Eğitim Bakanının görev ve yetkileri sayılırken, memurların mali hakları ile ilgili bir düzenleme yapma yetkisi verilmemiştir. Bu nedenle de yapılan düzenleme YETKİ YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRIDIR.

652 sayılı kanun hükmünde kararnameye göre bakanlık teşkilatı sayılmış ve " İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün " görev yetkileri sayma yöntemi ile belirtilmiştir. Bu yetkilerde belirtilen genel müdürlüğün personelin mali ve özlük hakları ile ilgili bir düzenleme yetkisinden bahis yoktur. Bu sebeple de dava konusu düzenleme YETKİ YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRIDIR.

II- YAPILAN İŞLEM 652 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEYE AYKIRIDIR.

Yukarıda özetlendiği üzere , işlemin dayanağı olarak 652 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 42. Maddesi gösterilmiştir. Bu madde incelendiğinde, personelin performansa göre değerlendirilmesinde bahsedilmektedir. Bu madde hükmüne göre personelin kadrolarına göre ayrılması, Merkez teşkilatı , Ankara , İstanbul , İzmir, Büyükşehir Belediyesi bulunan iller ve diğer iller olarak ayrılmasına ait bir hüküm 42. Maddede kesinlikle yoktur.

Bu nedenle yapılan uygulama üst norm olan kanun hükmünde kararnameye aykırı olduğu gibi , bir diğer üst norm olan ve kamu görevlilerinin en temel hukuki metni olan 657 sayılı yasaya da aykırıdır.              

Yine 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 42. Maddesi incelendiğinde ek ödemenin , sözleşmeli personele, Millî Eğitim Başdenetçileri, Denetçileri ve Denetçi Yardımcılarına, Kadro karşılığı sözleşmeli olarak istihdam edilenler ile öğretmen kadrolarında bulunanlar hariç  ile Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında fiilen çalışan personele en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dâhil) % 200'ünü geçmemek üzere her ay ek ödeme yapılabilir. Hükmünü getirmektedir.            

Böyle bir hukuki metin ile personeli öncelikle kadrolara ayırmak, daha sonra merkez teşkilatı, Ankara, İstanbul İzmir İlleri ve büyük Şehirlerde görev yapanlar ile diğerleri olarak ayırıp farklı oranlar belirlemek , en başta anayasamız olmak üzere tüm hukuki metinlere , hak ve adalet duygusuna ve eşitlik ilkesine tamamen aykırıdır.            

Çünkü düzenlemenin dayanağı olan 652 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 42. Maddesinin bu şekilde yorumlanması hukuken çok müşkül bir konudur.            

652 sayılı kanun hükmünde kararnamede; 375 sayılı kanun hükmünde kararname gereği ek ödeme alanların, 652 sayılı KHK gereği ek ödeme alamayacakları açıkça belirtilmesine rağmen dava konusu usul ve esaslarda ve ekli cetvellerde 375 sayılı KHK ile ek ödeme alanların da ek ödeme alacakları belirtilmiştir. Bu haliyle de düzenleme hukuka aykırıdır.               

III- DAVA KONUSU UYGULAMA EŞİTLİK İLKESİNE, ANAYASAMIZA, TEMEL KAMU GÖREVLİLERİ HUKUKUNA  VE ULUSLAR ARASI SÖZLEŞMELERE DE AYKIRIDIR.

Anayasanın 128 inci maddesinde, Devletin kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütüleceği, memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği ifade edilmiştir.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun ‘Zam ve tazminatlar' başlıklı 152.maddesinin ikinci bendinde: "Tazminatlar; Görevin önem, sorumluluk ve niteliği, görev yerinin özelliği, hizmet süresi, kadro ünvan ve derecesi ve  eğitim seviyesi gibi hususlar gözönüne alınarak bu Kanunda belirtilen en yüksek Devlet Memuru aylığının (ek gösterge dahil) brüt tutarının..." şeklinde tanımlanarak. Aynı işi yapmakla görevli olan, yetki ve sorumlulukları aynı olanlar arasında EK ÖDEMELERİN  ve diğer yan ödemelerinin de eşit şekilde ödenmesi gerekmektedir.

Benzer şekilde görev tazminatları ile ilgili olarak ikame edilen  davada Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 2003/494 Esas, 2006/3358 sayılı kararı ile görev tazminatının ayrım yapılmaksın tüm personeli kapsayacak şekilde tüm ünvanlara ve tüm çalışanlara verilmesi gerektiğine karar vermiştir. Burada davalı Bakanlık ünvanları ayırdığı gibi görev yerlerini de ayırarak katlanılamaz bir eşitsizlik meydana getirmiştir.            

Anayasa Mahkemesi Başkanlığının 05.07.2008 tarih ve 26927 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 20.03.2008 tarih, 2006/109 Esas ve 2008/82 sayılı Kararında; "...kadroları Maliye Bakanlığı'nda bulunmayan, ancak personel işlemleri yönünden anılan bakanlıkla ilgisi bulunan saymanların, sadece kadro ölçütünden hareketle kadroları bu Bakanlıkta bulunan saymanların yararlandıkları ek ödemeden yararlandırılmamaları Anayasa'nın 10.maddesine aykırıdır..." denilerek, görev ve yetkileri aynı olan personelin ünvanı ne olursa olsun aynı ödemelerden yararlandırılması gerektiğine karar verilmiştir.            

Davamızda davalı idare bu kararın aksine olarak; Bakanlık merkezindeki görevlilere fazla ödeme, yine Ankara İstanbul İzmir illerindeki görevlilere fazla ödeme, büyükşehirlerde görevli personele fazla ödeme öngörmüştür.            

Yukarıda safahatı açıklanan uygulama ile kadrolar arasındaki eşitsizliğin de bu karara aykırı olduğu kesindir.

Anayasanın Başlangıç bölümünde; "Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yaralanarak milli kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu" düzenlenmiştir.

Anayasanın 2' nci maddesinde; "Türkiye Cumhuriyeti toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir." hükmüne yer verilmek suretiyle Cumhuriyetin temel nitelikleri ortaya konulmuştur. Bu niteliklerin Devleti oluşturan bütün kuvvetler açısından bağlayıcı olduğu, her tür yetki ve sorumluluğun belirlenmesinde ve kullanılmasında bu nitelikler çerçevesinde değerlendirme yapma zorunluluğu bulunduğu açıktır.

Anayasanın kanun önünde eşitlik başlığı altında düzenlenen 10 uncu maddesinin dördüncü fıkrasında,; "... Devlet organları ve idare makamları, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar." denilmektedir.

Anayasanın 90 ıncı maddesi uyarınca iç hukuk normu haline gelen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 10 Aralık 1948 tarih ve 217 A(III) sayılı Kararıyla ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 23. maddesinde ise, "Herkesin, hiçbir fark gözetmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücret hakkı vardır" denilerek, EŞİT İŞ YAPANLARIN EŞİT ŞEKİLDE ÜCRETLENDİRİLMESİ evrensel bir insan hakkı olarak tespit edilerek kurala bağlanmıştır.

Kanun önünde eşitlik mutlak anlamda eşitliği değil benzer durum ve konumda bulunanlara farklı hükümler uygulanmamasını ifade etmektedir. Bu itibarla, somut durum açısından değerlendirdiğimizde, ; aynı kadroda bulunan aynı işi yapan, Ordu İlinde görevli bir memur ile bitişik Samsun ilinde görevli (Büyükşehir olduğu için) bir memurun farklı ek ödemeler almasının izahı mümkün gözükmemektedir. Hatta birbirine çok yakın Samsun ve Ordu ilinin Sınır ilçelerini , sınır veya bitişik köylerini düşündüğümüzde konu daha ironik bir hal almaktadır.  EN ÖNEMLİSİ BU ÖRNEĞİ YUKARIDA İZAH EDİLEN EŞİTLİK İLKESİ İLE NASIL BAĞDAŞTIRACAĞIMIZ SORUSUNUN CEVABI KESİNLİKLE YOKTUR.  

Anayasanın 49' uncu maddesinin ikinci fıkrasında; "Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için, çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır."düzenlemesine yer verilmiştir.

Anayasanın 17' nci maddesinin ilk fıkrasında herkesin, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu belirtilmiş, Anayasanın 5 inci maddesinde de; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak, devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılmıştır.

Anayasanın 55' inci maddesinde ise; " Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır" hükmüne yer verilmiş, Devletin çalışanların aleyhine hükümleri ortadan kaldırmak ve lehlerine olan hükümleri öngörmek temel bakış olarak benimsenmiştir.

Yüksek Danıştay'ımızın malumları olduğu üzere, ülkemizdeki devlet personel rejimi gereği, ücret belirlemeleri kadroların karşılığı olan gösterge ve ek gösterge rakamları ile belli bir katsayının kullanılması ile tespit edilmektedir. Bu uygulamada 657 sayılı yasa gereği memurların büyük kısmını oluşturan genel idare hizmetleri sınıfı görevlileri daima  en düşük ücreti almaktadırlar.

Yukarıda izah edilen sosyal devlet ilkesi, eşit işe eşit ücret ilkesi ve uluslararası sözleşmeler gereği bu kamu görevlilerinin maddi durumlarını düzeltmek için ek ödeme, hizmet tazminatı vs adlar altında ödemeler yapılmaktadır. Hatta bu sınıflar aleyhine olan ücret eşitsizliğini dengelemek için zaman zaman seyyanen zam şeklinde bu sınıflara rakamsal olarak zam yapılmakta ve üst kademe görevliler  ile bu sınıflar arası ücret uçurumları giderilmeye çalışılmaktadır. Davamızın konusu düzenleme  bu ücret politikasına da tamamen ters düşmektedir. Bu uygulama ile kamu görevlilerinin çoğunu oluşturan yukarıdaki sınıflar aleyhine yeni bir uçurum daha oluşturulacaktır.

Yine ülkemizde sosyal devlet ilkesi gereğince fırsat eşitliğinin sağlanması için, nüfusları küçük az gelişmiş illerimizde kalifiye eleman çalışmasını sağlamak için, yıllardır uygulanan ücret politikası da mevcuttur. Bu ilke için mahrumiyet ödeneği vs gibi ödemeler memurlara yapılmaktadır. Bu uygulama bu ilkenin tam tersi olup, fırsat eşitliğinin sağlanmasına büyük darbe vuracaktır.  

IV-DAVA KONUSU UYGULAMA KAZANILMIŞ HAKLARI YOK ETMEKTEDİR.

Usul ve esaslar ve eki cetvellerde gösterilen ek ödeme oranlarına ilişkin düzenlemeler hatalı, mesnetsiz, hukuka ve adalete aykırıdır.

2006 yılında kamu çalışanlarına verilen denge tazminatından Milli Eğitim Bakanlığı'nda çalışan şefler kapsam dışı bırakılmışlardır. Yine 2008 yılında ek ödemeye ilişkin kararname kapsamında denge tazminatı almayanların ek ödeme alamayacakları hüküm altında alındığından şefler bu imkândan da mahrum kalmışlardır. 652 sayılı KHK öncesi ek ders ücreti almakta iseler de diğer ek ders ücreti alan personelden şefler ve teknik personel daha önce aldıkları ek ders veya denge tazminatından daha az bir ek ödeme miktarı alacaklardır. Sonuçta şefler, astlarından daha az ücret alır hale gelmişlerdir. Şefler yönetici konumunda olmalarına rağmen memur ile şef arasındaki kurumsal hiyerarşi bozulmuştur. Bu noktada dava konusu edilen Usul ve Esaslar söz konusu mağduriyetin giderilmesi için bir fırsat iken yeni mağduriyetlere sebebiyet vermiştir. Yönetici kademesinde olan (Milli Eğitim Müdürü, Müdür Yardımcısı ve şefler) personel aynı ek ders ücreti alırken, yeni uygulama ile aralarındaki eşitlik bozulmuştur.

V- UYGULAMA KAMU YARARI İLKESİNE,HİZMETİN GEREKLERİNE , HİZMET KALİTESİNE AYKIRIDIR.

İdari işlemlerin maksat unsurunu kamu yararı ilkesi oluşturur. Yani İdarenin işlem tesis ederken kamu yararı ilkesini gözetmesi zaruridir.            

Ek ödeme oranlarının her bir statüde ayrı oran belirlemesi, ilave olarak  merkez ve taşra ayrımı yapılmak ve taşranın da kendi arasında Ankara-İstanbul-İzmir, büyükşehir belediyesi bulunan iller ve diğer iller şeklinde üçlü bir ayrım yapılması,  aynı statüdeki kamu görevlilerinin kendi aralarında görev yaptıkları coğrafi alan yönünden bu türden bir ayrıma tabi tutulmaları halinde, en önce çalışanlar arasındaki iç barış bozulacak , bundan başka en az ek ödemeyi alan yukarıda sayılan iller dışındaki yaklaşık 61 ilde görev yapan personel, fazla ek ödeme yapılacak illere atanma talebinde bulunacaklardır. Hatta bu atanmayı sağlamak için çok fazla gayret sarf edilecek, bakanlık bu taleplerle baş edemeyecektir.

Bu halde küçük illerimizde zaten düşük olan hizmet kalitesi tamamen düşecektir. Yine Milli Eğitim Temel Kanununda belirtilen yaygın ve kaliteli eğitim amacının yerine getirilmesi mümkün olmayacaktır.

VI-DAVA KONUSU UYGULAMA HUKUKA AÇIKÇA AYKIRI OLUP, UYGULANMASI HALİNDE TELAFİSİ GÜÇ VE İMKANSIZ ZARARLAR MEYDANA GETİRECEKTİR;

Davamızın konusu olan uygulamanın, başta Anayasamız olmak üzere; temel yasalara, uluslar arası sözleşmelere açıkça aykırı olduğu aşikardır. Bu uygulamanın 14.09.2011 tarihinden başlatılması da uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararlar meydana getirecektir. Bu nedenle dava konusu idari işlemin yürütmesinin durdurulması, işin aciliyeti sebebiyle davalı idarenin savunması alınmadan yürütmeyi durdurma talebimizin karara bağlanması, ya da davalı idarenin savunma süresinin kısaltılmasını istiyoruz. Çünkü mevzuat gereği dava konusu ek ödemeler kasım 2011 ayının 15 inde yapılacaktır.

VII- Müvekkil sendikanın üyelerinin büyük çoğunluğu en az ek ödeme alacak olan illerde görev yapmakta olup, ayrıca üyelerimizin büyük çoğunluğu da kadro olarak  en az ek ödeme alacak kadrolarda çalışmaktadırlar, bu sebeple işbu davayı ikame etmemizde üyelerimizin ve sendikamızın menfaatinin bulunduğu açıktır. Bu hususta bazı üyelerimizin üyelik belgelerini ekte sunuyoruz. (Ek.4)

DELİLLER     : Dilekçemiz ekinde sunduğumuz belgeler ve her türlü yasal delil. Ayrıca diğer delillerimiz, gerekirse sayın mahkemeye ibraz edilecektir.

SONUÇ VE İSTEM  : Yukarıda arz edilen ve res'en görülecek sebeplerle;

1-Dava konusu Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları genel Müdürlüğü' nün 25.10.2011 tarih ve 72234 sayılı yazısı ile yürürlüğe konulan Milli Eğitim  Bakanlığı Personeline Yapılacak Ek ödemeye ilişkin usul ve esasların 3. Maddesinin ve usul ve esaslar  ile tanzim edilen usul  ve esaslara ekli I,II,III,IV.V ve VI sayılı ( Ek ödeme oranlarının belirlendiği)  cetvellerin öncelikle yürütmesinin durdurulmasına;  

2-Yürütmeyi durdurma talebimiz için davalı idarenin savunması alınmadan ya da savunma süresi kısaltılarak karar verilmesi,  

3-Yargılamanın duruşmalı olarak yapılmasına,

4-Yapılacak yargılama sonrasında, Dava konusu , Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları genel Müdürlüğü' nün 25.10.2011 tarih ve 72234 sayılı yazısı ile yürürlüğe konulan Milli Eğitim  Bakanlığı Personeline Yapılacak Ek ödemeye ilişkin usul ve esasların 3. Maddesinin ve usul ve esaslarla tanzim edilen usul  ve esaslara ekli I,II,III,IV.V ve VI sayılı ( Ek ödeme oranlarının belirlendiği) cetvellerin iptaline    

5-Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı idare üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten saygıyla arz ve talep ederim. 01.11.2011  

Av. Abdullah KÜLBAY

EKLER 

1-Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, Milli Eğitim Bakanlığı Personeline yapılacak ek ödemeye ilişkin usul ve esaslar isimli belge

2- Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, Milli Eğitim Bakanlığı Personeline yapılacak ek ödemeye ilişkin usul ve esaslar isimli belge ekindeki 6 adet cetvel

3- Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, Milli Eğitim Bakanlığı Personeline yapılacak ek ödemeye ilişkin usul ve esaslar isimli belge ekindeki 6 adet cetvelin onaylandığına dair bakanlık oluru

4-Bazı üyelerimize ait üyelik belgeleri

+