TEÇ-SEN: "Açlık Grevi Öncesi MEM Önlerinde Eylemdeyiz!"

Milli Eğitim Bakanlığı Merkez ve Taşra Teşkilatlarında görev yapan eğitim çalışanlarının mali ve özlük haklarının iadesi için Sendikamızca başlatılan Varoluş Mücadelesi, İsyan ve İtibar bayrağı altında devam etmektedir.

Eğitim çalışanlarının kurum içinde "Yok" sayıldığı, "Dışlandığı" bir ortamda, Teç-Sen "BİZİ BİZ ANLARIZ! SORUNLARIMIZI BİZ BİLİR! BİZ ÇÖZERİZ!"  sloganıyla "Ocak 2011 Açlık Grevi Eylemi" öncesi Tüm Türkiye'de İşyerlerimizin önünde (Milli Eğitim Müdürlüklerinin Önünde) 30 Kasım 2010 Tarihinde Saat 12:00'da eğitim çalışanlarıyla birlikte eylemde olacağız.

Eğitim Öğretime Hazırlık Ödeneklerinde ve Ek-Ders Ücretlerinde "Yok" Sayılmaya, Amirin iki dudağı arasında olan Atama ve Yer Değiştirmeye, Görev tanımı olmadan aşırı iş yüküyle çalıştırılmaya, Fazla Mesai ücreti verilmeden alın terimizin sömürülmesine ve Denge tazminatlarından ve Ek-Ders Ücret artışlarından Kapsam Dışı Bırakılmaya Karşı Haykırmaya Varmısın? BİZ VARIZ!

Yine kendi haklarımız için, yine alanlardayız! TEÇ-SEN GENEL MERKEZ

 

Değerli basın mensupları ve kıymetli eğitim çalışanları;

01 Ocak 2011 tarihine kadar sorunlarımızın çözümsüz kalması durumunda Ankara'da başlatacağımız "Açlık Grevi Öncesi"nde, 81 ilde eş zamanlı olarak yapılan "UYARI EYLEMİNE" hepiniz hoşgeldiniz!

Milli Eğitim Bakanlığı; yıllardır kendi öz evlatlarını görmezden gelerek üvey evlat gibi davranmaktadır. Hatta eğitim çalışanlarının ve eğitim eğitim kurumlarının sorunları için proje üretemez hale gelmiştir. Okullarımızda hizmetli personel kalmamıştır. Emekli olanın yerine yenisi alınmamaktadır. 40 bin hizmetli açığı ile öğrencilerimiz sağlıksız ortamlarda eğitim almaktadır. Okullarımızın hiçbirinde sağlık personeli bulunmamaktadır. Okullarımızda Öğrencilerimize ilkyardım yapacak sağlık personellerinin bulunmaması,üzerinde düşünülmesi gereken çok ciddi bir problemdir. Temiz Okul - Sağlıklı Öğrenci yetiştirme noktasında Milli Eğitim Bakanlığı maalesef sınıfta kalmıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı; kurumiçinde uyguladığı ücret politikasını kendi öz personellerine eşit ve hakkaniyetli bir şekilde dağıtamayan tek kurumdur. Kurum içinde varolan "Eğitim Öğretime Hazırlık Ödeneği ile Ek-Ders Ücretleri" 650 bin eğitim çalışanına verilirken, 65 bin eğitim çalışanı bu ücretten mahrum bırakılmıştır. Günlük çalışma saati 10-12 saate varan eğitim çalışanlarından fedakarlık istenmektedir. Fakat bu fedakarlığın karşılığı olan fazla çalışma ücretleri çalışma hukukuna aykırı bir şekilde eğitim çalışanına ödenmemektedir. Yine geçtimiz günlerde yönetim kademesinde ek ders alan yöneticiler ek ödemeden yararlanamadıkları için mağduriyet yaşamışlardır. Milli eğitim bakanlığı ise bu mağduriyeti giderirken bile personel arasında ayrımcılık yaparak yeni mağdurlar yaratmış, şef arkadaşlarımızı adeta görmezden gelmiştir. Kurumiçinde uyguladığı adeletsiz ve hakkaniyetsiz ücret politikası ve kendi personeline bu kadar uzak yaklaşımıyla memnuniyetsizlik yaratan Milli Eğitim Bakanlığı bu haliyle okuldan uzaklaştırma cezası almıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı; eğitim çalışanlarının özlük haklarını ihlal eden yapısıyla,  bünyesinde görev yapan bürokratların yeterli bilgi ve donanıma sahip olmadıklarıda görülmüştür. Bugün maalesef  Eğitim çalışanlarının çalışma hukukuna uygun "Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği" yoktur. Eğitim çalışanlarının en insani ve evrensel hakkı olan atanabilme ve yer değiştirme hakları amirlerin iki dudağı arasına hapsedilmiştir. Görev Tanımları yapılmamış, 1965 yılında çıkarılmış  kanun ile, görev yapılan hizmet sınıfının tüm işleri sadece bir personelden beklenir hale gelmiştir. Yönetici pozisyonu olan Müdür ve müdür yardımcılığı sınavlarında başarılı olmak için 60 puan almak yeterliyken, hizmetlilikten memurluğa veya memurluktan şefliğe geçmek isteyen eğitim çalışanlarına başarılı olmak için 70 puan barajını reva görmek en hafif tabiriyle "abesle İştigal"dir. Eğitim çalışanlarının en evrensel ve insani hakları olan Özlük haklarında dahi iyileştirme yapamayan Milli Eğitim Bakanlığı'nın aldığı ceza ile eğitim hayatı sona ermiştir.

Bizler eğitim çalışanları olarak çok iyi biliyoruz ki, soruyu çözmenin en basit yolu o soruyu anlamaktan geçmektedir. Atalarımızın dediği gibi "Anlayana sivrisinek saz! Anlamayana Davul Zurna Az!"

Eğitim çalışanlarının sorunlarını ve dertlerini bilenler ve anlayanlar için şimdi düdüklerimizi öttürüyoruz!

Bu ülkede her istediklerinde borularını öttüren ama iş sorunları anlamaya ve çözmeye geldiğinde kulaklarını tıkayan Milli Eğitim Bakanlığı bürokratları içinse zamanı geldiğinde davullarımızı Ankara'da çalacağız.

01 Ocak 2011 tarihine kadar çözüm isteyen ve çözümden yana tavrını koyan Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası ve Üyeleri olarak Tüm Türkiye'de AÇLIK GREVİ ÖNCESİ İLK UYARI EYLEMİMİZİ yapmış bulunuyoruz. AÇLIK GREVİNDE ANKARA'DAYIZ! ANKARA'DA OLACAĞIZ!

Anlayana Sivrisinek saz! Anlamayana Davul Zurna Az!

picture picture

+