Amasya Şube Başkanlığımızın Basın Açıklaması

 Teç-Sen Amasya İl Başkanı Satılmış Doğan, yapılması planlanan 6. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinin canlı olarak kamuoyuyla paylaşılmasını talep ettiklerini söyledi.

Yetkili sendika ve konfederasyonların 2 Ağustos 2021 tarihinde 6. Dönem Toplu İş Sözleşmesi için masaya oturulacağını söyleyen Teç-Sen Amasya İl Başkanı Satılmış Doğan, 2022-2023 yıllarına ait mali, özlük ve sosyal haklarının görüşüldüğü toplantıda adil bir mücadele olup olmadığını görmek istediklerini belirtti.

Teç-Sen Amasya İl Başkanı Satılmış Doğan konu ile ilgili gazetemize yapmış olduğu açıklamada, “Bilindiği üzere 02 Ağustos 2021 tarihinde işveren heyeti ile yetkili sendika ve konfederasyonlar 6. Dönem Toplu İş Sözleşmesi için masaya oturup Ağustos ayı sonunda aldıkları kararları kamuoyuyla paylaşacaktır. Kamu çalışanları olarak, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tümünün canlı olarak kamuoyuyla paylaşılmasını istiyoruz. Kamu çalışanlarının kaderini belirleyecek olan 2022-2023 yıllarına ait mali, özlük ve sosyal haklarının masada nasıl ve ne şekilde savunulduğunu ve haklı ve adil bir mücadele verilip verilmediğini bilmek istiyoruz. 12 yıldır kamu çalışanları aynı senaryo, aynı oyun ile enflasyon canavarına peşkeş çekilmiş olup 12 yıl sonunda mali hak kayıpları eksi yüzde 96 oranına ulaşmıştır. Başka bir deyişle kamu çalışanları bugün aldıkları maaşın iki katını alması gerekirken 12 yıldır yetki verdiğimiz sendikaların etkisizliği, eylemsizliği ve ideolojik siyasetin dümen suyuna girmesi nedeniyle ekonomik kayıplara son verilememiştir. 12 yıldır yetkili olan sendika ve konfederasyon grev hakkını dahi alamamıştır. Kamu çalışanlarının 12 yılın sonunda öğrenmesi gereken ders çok basittir. Seçimler seçilenin değil, seçenin kaderini belirler. 12 yıldır aynı sendikaya yetki vererek her defasında farklı bir sonuç çıkmasını beklemek hak ve adalet arayışına vurulan bir darbe, geleceğe bırakılan karanlık bir leke ve atalarımızın geçmişten bugüne ulaştırdığı mücadele ruhuna hakarettir. Yetkili sendika ve konfederasyonun kırparak belirlediği yoksulluk sınırı 8.003,10 TL’dir, öyleyse, en düşük memur maaşının da 8.003,10 TL olması gerekir, en azından masaya böyle bir taleple gidilmelidir. Yetkili sendika kırparak kendi belirlediği yoksulluk sınırının üzerine kamu çalışanlarını çıkarma gayretinde ve niyetinde olması gerekirken 600 TL seyyanen zam talebi ile her zaman olduğu gibi yine kamu çalışanlarını açlık sınırında yaşamaya mahkum etmiştir. Düşünün! 5 Temmuz da 400 TL seyyanen zam isteyen ve 81 ilde taleplerini açıklayan Memur-Sen aradan sadece 21 gün geçtikten sonra seyyanen zam talebini yüzde 50 artırarak 600 TL’ye çıkarmıştır. 21 gün önceki kendi tekliflerine güvenmeyip 21 gün sonra yüzde 50 artırım yapan yetkili sendikanın kamu çalışanlarının gerçek gündeminden haberdar olduğuna inanmadık, inanmıyoruz ve inanmayacağız.” şeklinde konuştu.

BAŞKAN DOĞAN, “ GERÇEK NİYETİ GÖRÜYORUZ”

Yapılan çalışmaların arkasında yatan asıl amacın ne olduğunu görebildiklerini vurgulayan Teç-Sen Amasya İl Başkanı Satılmış Doğan, “Gerçek niyetin ve arka planda neyin amaçlandığının farkındayız. Bu planın bir parçası hükümet, bir parçası yetkili sendikadır. Memur maaşlarını asgari ücretle eşitleme planını görüyoruz ve bu planın gerçekleşmesine asla müsaade etmeyeceğiz. TÜİK tarafından yayınlanan Tüketici Fiyat Endeksine göre; son altı yılda kamu çalışanlarının ulaşım giderlerini önemli ölçüde etkileyen köprü geçiş ücretlerine yüzde 953,84; otomobil fiyatlarına yüzde 538,63; temizlik ürünlerine yüzde 266,20; yağ fiyatlarına yüzde 180,09; tavuk fiyatlarına yüzde 169,16; ülkemizde üretilmesine rağmen tuz fiyatlarına yüzde 110,65; tarım ülkesi olmamıza rağmen bulgur fiyatlarına yüzde 108,13; elektrik fiyatlarına yüzde 104,28; su fiyatlarına yüzde 103,99 oranlarında fahiş şekilde zam yapılmasına karşılık; kamu çalışanlarına 600,TL seyyanen zam talep edilmesi kabul edilemez. Kaldı ki, kamu çalışanlarının mutfağındaki ve piyasadaki gerçek enflasyon

oranı, TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranlarının en az iki katı olduğu da bilinen bir gerçektir. 2016 Ocak ayında kamu çalışanı, maaşı ile 850 dolar ve 25 gram altın alırken, bugün kamu çalışanı maaşıyla 450 dolar ve 7,63 gram altın almaktadır. Bu durumda, kamu çalışanlarının zamlı maaşları, dolar karşısında yüzde 89,87, gram altın fiyatları karşısında ise yüzde 222,29 oranında erimiştir. TÜİK ve Merkez Bankası verilerine dayanılarak enflasyon, döviz kuru ve altın fiyatlarındaki artış nedeniyle kamu çalışanlarının ücretlerinin nasıl eridiği ve satın alma gücünün nasıl azaldığı, açık ve net şekilde görülmektedir. Bu nedenle; Teç-Sen olarak kamu çalışanları adına, geçmiş yıllardaki kayıplarının giderilmesi için yapılacak memur zam oranlarından bağımsız olarak aşağıda belirtilen tutarlarda seyyanen zam yapılmasını talep etmek elzem hale gelmiştir. Buna göre 2021 Ağustos Ayından geçerli olmak üzere tüm kamu çalışanlarına ve emeklilerimize 1.250 TL seyyanen zam verilmelidir. 2022 Ocak ayında 500 TL seyyanen zam ve ilave enflasyon oranında artış, 2022 Temmuz ayında 500 TL seyyanen zam ve ilave enflasyon oranında artış, 2023 Ocak ayında 500 TL seyyanen zam ve ilave enflasyon oranında artış, 2023 Temmuz ayında 500 TL seyyanen zam ve ilave enflasyon oranında artış olacak şekilde toplu sözleşme masasına oturulmalıdır. Aksi bir durum memur ve emeklilerin beklentilerinden ve yıllar içerisinde maaşlarımızın alım gücünde oluşan kayıpları telafi etmekten uzak bir talep olacaktır.” ifadelerini kullandı.

TEÇ-SEN TALEP EDİYOR

Eğitim çalışanlarının ve Teç-Sen’in toplu sözleşme masasına taşınmasını istediklerini söyleyen Teç-Sen Amasya İl Başkanı Satılmış Doğan, “Bunun yanı sıra eğitim çalışanlarının ve sendikamızın toplu sözleşme masasına taşınması ve çözüme ulaştırılmasını istediği talepleri şunlardır; Kamu çalışanlarının demokratik ve sendikal haklarının kullanılması için olmazsa olmaz olan Grev Hakkının yasal olarak tanınmasını istiyoruz.Yıllardır, öğretim yılına hazırlık ödeneğinden mahrum bırakılan ve okulların eğitim-öğretime hazırlanmasında çok büyük emeği geçen eğitim çalışanlarına da (GİH-YHS-THS-SHS-4/B sözleşmeli personele) “Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneği” verilmesi artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Toplu sözleşme masasında eğitim öğretim ve bilim hizmetleri iş kolunun birinci çözülmesi gereken konusu; öğretim yılına hazırlık ödeneğinin tüm eğitim çalışanlarına verilmesi olmalıdır. Ayrıca; 3600 Ek Gösterge Tüm Kamu Çalışanlarına Verilmelidir. Bu dağılım da İlköğretim ve Ortaokul Mezunlarına 2000,Lise ve Dengi Okul Mezunlarına 2200, Ön Lisans Mezunlarına 3000 ve Lisans Mezunlarına 3600 şeklinde olmalıdır. Memur maaşlarında yüzde 15, yüzde 20, yüzde 27, yüzde 35, yüzde 40 oranları ile vergi dilimi uygulaması kaldırılmalıdır. Bunun yerine, memur maaş tutarının, asgari ücret tutarına kadar olan kısmına, temel vergi muafiyeti getirilerek, bu tutara kadar olan ödemelerden vergi alınmamalıdır. Asgari ücret tutarını geçen kısmına ise; yüzde 15 vergi tahakkuk ettirilmeli ve Asgari Geçim İndirimi uygulaması da devam ettirilmelidir. Günümüz şartlarında çok komik rakamlara dönüşen kıdem ve yan ödeme aylığı kaldırılmalıdır. Bunun yerine; kadro unvanları, kıdem, iş güçlüğü ve mali sorumluluk durumları da dikkate alınarak, “Performans Ödemesi” veya “Sosyal Denge Tazminatı” adı altında ödeme yapılmalıdır. Bu kapsamda yapılacak ödeme ise; 2021 yılı için en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dâhil) tutarı olan 1.574,97 TL olmalıdır. Aile yardımı ve çocuk yardımı 1000 TL olarak ödenmeli; ayrıca 0-10 yaş arasında çocukları olan kadınlarımızın mesai saatleri 10.00-16.00 saatlerinde olmalı ve yıllık izinlerine 10 gün analık izni eklenmelidir. Doğum yapan kadınlarımıza en az 6 ay ücretli izin verilmelidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.” amir hükmünün bir gereği olarak, çalışma barışının sağlanması bakımından; kamu çalışanları ve emeklileri arasında herhangi bir ayrım yapılmamalıdır. Bu nedenle; Ramazan ve Kurban Bayramlarında tüm kamu çalışanlarına emeklilerde olduğu gibi bayram ikramiyesi verilmelidir. Aynı kadroda görev yapmalarına rağmen şeflerin bakanlıklar arasında sadece özel hizmet tazminatı arasındaki ücret farkı 787,48 TL’dir. Aynı kadroda çalışan şefler arasındaki adaletsizlik ortadan

kaldırılmalı ve herhangi bir kurum ayrımı yapılmadan, bütün şeflerin özel hizmet tazminat oranı 120 puana çıkarılmalı, Şef-Memur ve Hizmetli kadrolarının Ek Ödeme ve Özel Hizmet Tazminatları Arttırılmalıdır. Herhangi bir kadro ayrımı yapılmaksızın, günün şartlarına uygun bir şekilde tüm memurlara giyim yardımı nakdi olarak ödenmeli; giyim yardımından gelir vergisi kesilmemeli ve giyim yardımı en az 2.000 TL olarak ödenmelidir. Kamu veya özel sektörde çalışanlarda olduğu gibi, memurlara da yemek yardımının günün şartlarına uygun bir şekilde nakit 750 lira olarak verilmelidir. Aynı odada yan yana masada görev yapan ama sen 4-A’lısın sen 4-B’lisin diye ayrıştırılan kamu çalışanı arasında adalet sağlanmalı, kamuda 4-Bkadrosunda çalışan tüm personel 4-A kadrosuna geçirilmelidir. Yıllık izinler aynı İşçilerde olduğu gibi Pazar günleri ve bayram tatilleri düşülerek kullandırılmalı, kullanılmayan izinlerin karşılığı ücret olarak ödenmelidir. Fazla mesailerin tamamı ücretle karşılanmalı ve bu ücret saatlik 32 lira ve günlük 256 lira olarak ödenmelidir. Milli Eğitim Bakanlığında görev yapan ve eğitim fakültesi mezunu olan eğitim çalışanlarının Öğretmen olarak ataması yapılmalıdır. Görev başında olan tüm kamu çalışanlarına nakdi olarak ulaşım yardımı verilmeli veya toplu taşıma araçlarından ücretsiz olarak yararlanmalarının sağlanması için düzenleme yapılmalıdır veya kamu çalışanlarına ulaşım ücreti adı altında 500 TL ilave ödeme yapılmalıdır. Kamu çalışanlarının yıllık zam oranlarının 6 aylık dilimler halinde değil yıllık verilmesi ve enflasyon oranı artışların ise aylık verilmesi sağlanmalıdır. Emekli olan kamu çalışanlarına aile yardımı ödeneğinin kesilmeden ödenmesi sağlanmalıdır. Yardımcı hizmetler sınıfında görev yapan kamu çalışanlarının 1 defaya mahsus eğitim durumlarına uygun kadrolara atanması sağlanmalıdır. 15 Ocak 2016 tarihinden itibaren göreve başlayan tüm kamu çalışanlarına ilave bir derece verilmelidir. Erkeklerde 30 yıl, Kadınlarda 25 yıl görev yapan tüm kamu çalışanlarının emeklilik işlemlerinin yaş beklemeksizin yapılması ve emekliye ayrılan kamu çalışanlarının ikramiye ve aylık emekli maaşları yaş beklenmeksizin ödenmelidir. Şoför olarak görev yapan eğitim çalışanlarına ödenen seyyar görev tazminatlarının tam ve zamanında ödenmesi sağlanmalıdır. Tüm kamu çalışanlarının sendikalara üyeliği ve istifasının E-Devlet üzerinden yapılabilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Kamu çalışanlarına görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında uygulanan sözlü sınav kaldırılmalıdır. Engelli memur alımında ilk göreve başlarken engelli vatandaşlarımız engellerine uygun kadrolara atanmalı, engelleriyle bağdaşmayacak görevler verilmemelidir. Engelli personellerin yardımcı hizmetler sınıfına atanmalarına son verilmelidir. Yardımcı hizmetler sınıfında görev yapan engelli personellerin ihraz ettiği unvanlara ve kadrolara sınavsız atamaları sağlanmalıdır. Tüm kamu çalışanları için “Kurum İçi Geçici Görevlendirme Yönetmeliği” hazırlanmalı, geçici görevlendirmeler ödül veya ceza olmaktan çıkarılmalı belirli bir mevzuata göre uygulanmalıdır. Şoförlük onayı olan hizmetli personel sınavsız olarak şoförlük kadrosuna atanmalıdır. Merkezi sistem sınavlarında eğitim çalışanlarının tümünün salon başkanı/gözcüsü olması için gerekli düzenlemelerin yapılması sağlanmalıdır. Türkiye’de eğitimin modelini yeniden inşa etmek ve 2100’lerin, 2200’lerin eğitim-öğretim anlayışını belirlemek için vakit kaybetmeden Milli Eğitim şurasını geniş katılımlı ve süre kısıtlaması olmadan toplanması sağlanmalıdır. Saydığımız talepler kamu çalışanlarının uyduruk olmayan gerçek gündemleri olup 6. Dönem toplu sözleşmelerde yaklaşık 6,4 milyon kamu çalışanının, memur emeklisinin ve sendikamızın ortak talebidir.” diyerek sözlerini noktaladı.

+